ABS Almanca’daki Anti-Blockier System'in kısaltmasından oluşur. Bunu bazı firmalar ALS (Anti-Lock System) adıyla da kullanıyor. Tekerleklerin frenleme sırasında kilitlenmesini önler. Bu sistemde her bir tekerlekteki algılayıcılar yoluyla ABS'nin beynine tekerleklerin durumu hakkında bilgi gönderilir. Tekerleğin durduğu iletildiğinde sistem devreye girerek freni kısa bir süre için serbest bırakır. Frenleme sürdüğü için yeniden tekerlek kilitlenir ve sistem yeniden freni serbest bırakır. Bütün bunlar aslında frenleme sırasında bazı sürücüler tarafından uygulanan "pompalama" işleminin makine tarafından yapılan biçimidir. Doğal olarak, bu sistem çok daha çabuk ve etkili bir şekilde çalışır. ABS ile ilgili yanlış bir inanış fren mesafesini "her zaman" kısalttığıdır. Genel olarak bakıldığında otomobillerin çoğunda ABS sayesinde fren mesafesi biraz daha kısadır ama bazılarında ABS ile fren mesafesi değişmez ya da biraz daha uzun olabilir. Ama ABS'nin esas işlevi frenleme sırasında direksiyon kontrolünü sağlamaktır. Böylece, bir virajda lastikleri kilitleyecek kadar sert fren yapıldığında araç viraj dışına kaymadan normal çizgisine yakın bir çizgide frenleme yapabilir. Ya da, frenlemeye rağmen araç duramayacaksa öndeki araç ya da engele çarpmamak için direksiyonu kırarak yana geçebilir ve böylece kaza önlenmiş olur.
ABseli araç kullanan sürücülere uyarı: A.B.D.'de yapılan bir
araştırmaya göre ABseli araç kullanan sürücülerin daha fazla kaza
yaptığı ve bu kazalarda araçların daha fazla hasar gördüğü
belirlenmiş. Bunun nedeni ise, ABS'nin nasıl kullanılacağının doğru
bilinmemesi. ABS ile ilgili olarak şunların akılda tutulması gerekir:
Birincisi, ABS ancak herhangi bir tekerlek kilitlendiğinde devreye
girer. Yani tekerlekler kilitlenmediği sürece normal bir fren gibi
kullanılır (yani, fren yapılır). İkincisi, ABseli araçların fren
pedallarına normal frenlerde olduğu gibi basılır; hafif fren için
biraz, sert fren için daha sert gibi. Yapılan araştırmada Amerikalı
sürücülerin araçta ABS bulunmasına güvenerek frene az bastığı ve bu
nedenle (sürücüye bağlı olarak) daha çok kaza ve hasar meydana geldiği
belirlenmiş
Adezyon:
Aerodinamik:
Airbag
(Hava Yastığı) - SRS (Suplementary Restraint System) :
Akıcılık Derecesi (Vizkozite) :
Aks:
Akümülatör:
Alt
ölü nokta:
Alternatör:
Amortisör:
Ana
yataklar:
Antifriz:
Atalet:
Ateşleme avansı:
Ateşleme bobini:
Ateşleme noktası:
Ateşleme sıçraması:
Ateşleme sırası:
Ateşleme sistemi:
Atmosferik basınç:
B
Baga:
Basınçlı kapak:
Baskı
yatağı:
Benzin:
Beygir
gücü:
Biyel
başı:
Biyel
cıvataları:
Biyel
kepi:
Biyel
muylusu:
Biyel
yatağı:
Biyeller:
Boşluk:
Boxer
motor:
Buhar
tamponu:
Buji:
Burç
açıcı zımba:
Burç:
Burulma dengeleyicisi:
Büzerek geçirme
C
Conta
yapıştırıcısı:
Conta:
Coupe:
İki bazen de üç kapılı olarak tasarlanan ve sert tavanlı, üstü
açılmayan, dört ya da beş kisinin seyahat edebildiği otomobillerdir.
D
Dizel
motorlar:
Dizel yakıtı yani mazot ile çalışabilen motorlardır. Bu tür
motorlarda, pistonu itecek patlamanın olabilmesi, mazotun iyi
yanabilmesi için yakıt yüksek basınçlı enjektörlerle pompalanır ve
yanma odasının daha fazla ısınması sağlanır.
E
Egzantrik:
Egzoz
gaz analizörü:
Egzoz
manifoldu:
Egzoz
supapı:
Egzoz
zamanı:
Eğe:
Eksenel gezinti:
Elektronik Stabilite Programı:
ESP kisaltmasiyla bilinen sistem, temel olarak aracin ani manevralarda
savrulmasını önlemek amacıyla geliştirilmiştir. Sistem, aracın kaydığı
yönü ve doğrultuyu algılayıcılar sayesinde belirleyip, gerektiğinde
ilgili tekerleklerin frenlemesini veya bu tekerleklere daha fazla güç
uygulanmasını sağlayarak dengenin bozulmamasını sağlıyor.
Elektrik sistemi:
Elmas
uçlu kalem:
Emme
manifoldu:
Emme
manifoldunun ayarlanması :
Emme
manifoldunun süper şarj etkisi gösterebilmesi için belli bir uzunlukta
ve hacimde yapılmasıdır.
Emme
stroku:
Emme
supapı:
Emniyet Kemeri
Emniyet kemeri herkesin çok alıştığı ve kullandığı ama değeri fazla da
bilinmeyen bir güvenlik sistemidir. Otomobildeki en önemli güvenlik
öğelerinden biridir. Her şeyde olduğu gibi, ancak doğru
kullanıldığında en iyi şekilde çalışır. Emniyet kemerinin alt bölümü
iki tarafta leğen kemiğinin üzerinden ve üstte de omuzun üzerinden
geçmelidir. Emniyet kemerinin görevini en iyi şekilde yapabilmesi için
bu gereklidir. Emniyet kemeri yükseklik ayarı, emniyet kemerinin
farklı boylardaki insanlara göre ayarlanabilmesini sağlar. Bir
çarpışma sırasında emniyet kemerinin makarası kilitlenir ve aracın
içindekilerin fazla hareket etmesini önler. Son yıllarda emniyet
kemerini kaza sırasında gererek yolcuları daha iyi tutan sistemler de
kullanılmaya başlanmıştır. Bu sistemde, emniyet kemerindeki boşluğu
almak için (özellikle kışın kalın giysiler giyildiğinde) bir
algılayıcıya bağlı bir gergi sistemi hemen devreye girerek yolcu
emniyet kemeri üzerine yüklenmeden önce kemeri gerer ve yolcunun
hareketini en aza indirmiş olur. İki tip gergi sistemi kullanılıyor.
Birincisi yaylı tip; burada, algılayıcıdan gelen uyarı sonucunda bir
yay tetiklenir ve emniyet kemeri gerilir. İkinci tipte ise hava
yastığında olduğu gibi bir ateşleme mekanizması kullanılır. Darbe
uyarısı geldiğinde bir gaz ateşlenerek emniyet kemeri gerilir. (Bu
ikincisine Türkçe olmayan bir şekilde "piroteknik" de denilmektedir,
Türkçe "ateşlemeli" denilebilir). Bunlara ek olarak emniyet kemerinin
vücuda uyguladığı yükü sınırlandırmak için belli bir düzeyden sonra
kemeri biraz gevşeten ve yolcunun aniden büyük bir yüke maruz
kalmasını önleyen sistemler de kullanılmaktadır.
Enerji:
Etil:
F
F tipi
motor:
Fabrika verileri:
Bir otomobilin performans, motor gücü, tüketim, lastik ebadı gibi
unsurları hakkında üreticisi tarafından yürütülen testler sonucunda
ortaya çıkarılan ve kataloglarında yer alan değerlerdir
Fren
beygirgücü:
Fren
pabuçları:
Fren:
Fren
Destek Sistemi:
"Break Assist System" olarak bilinen sistem, ABS'nin çalışması için
gerekli azami fren basıncına, pedal üzerinde çok büyük kuvvetler
uygulamaksızın ulaşılmasını sağlar. ideal frenlemeyi sağlamak amacıyla
son yıllarda üretilen otomobillerde standart olarak yer almaya
başlayan sistem, durma mesafesinin kısalmasını da sağlıyor.
Gasoline Direct Injection (GDI):
Tıpkı dizel motorlarda olduğu gibi yakıtın, yanma odalarına yüksek
basınçlı pompalar (enjektörler) aracılığıyla püskürtülmesi prensibiyle
çalışan benzinli motorlardır. ilk kez Mitsubishi'nin kullandığı
sistem, gerek performans, gerekse de yakıt tüketimi ve daha az atık
gaz konusunda büyük avantajlar sağlıyor.
Gaz
kelebeği:
Gaz
pedalı:
Genişletici:
Genleşme tapası:
Geri
tepme:
Grup
dişlileri mili:
Güç
stroku:
Güç:
Güçlü
dirkesiyon:
H
Hacimsel verim:
Hararet:
Bir aracın çalışması sırasında motor içinde açığa çıkan sıcaklık ve bu
sıcaklığın dengede tutulması veya düşürülmesi için kullanılan suyun
radyatör içindeki derecesidir.
Helezon yay:
Hidrolik fren:
Honlama:
İ.BG:
İç
güç:
içten
yanmalı motorlar:
Benzinli ya da dizel motorlar gibi, yakıtın güç oluşturmak amacıyla
içeride yanması prensibine dayanan motor türüdür. Dıştan yanmalı
motorlarda ise, yakıt, motor için gerekli gücü sağlamak amacıyla motor
bloğunun dışında bir bölmede yanma gerçekleştirir. Örneğin eski
lokomotiflerde kullanılan buharlı motorlarda gücü sağlayacak olan
buhar, yakıt veya kömürün ayrı bir kapta yakılması sonucu açığa
çıkarılır.
İlk
hareket motoru:
İş:
İtici:
İtici
çubuğu:
J
Kama
dişi:
Kapış
pompası:
Karoseri:
Karbondioksit:
Karbonmonoksit:
Karbüratör:
Kardan
mili:
Kare
üzeri motor:
Karter
havalandırma sistemi:
Karter:
Katık:
Kavrama:
Kayıcı
mafsal:
Kaynak:
Kazıyarak kaynamak:
Kazıyıcı:
Keski:
Kılavuz:
Kilitleme somunu:
Kompratör:
Kompresyon kaçağı:
Kompresyon ölçme aleti:
Kompresyon segmanları:
Koniklik:
Koruyucu kılavuz:
Koyu:
Kontrol paneli:
Konsol olarak da adlandırılan, aracın iç kısmında tüm göstergelerin ve
düğmelerin topluca bulunduğu bölümdür.
Krank:
Krank
mili:
Krank
muhafazası (Üst karter):
Kurşun
tetra-etil:
Kuru
sürtünme:
Külbütör manivelası:
Küre
başlı çekiç:
Katalitik Konvertor(Katalizör)
Motordan çıkan zararlı maddeleri zararsız maddelere dönüştürmek için
araçlara takılır. Seramikten yapılan ve gözenekleri katalitik etki
sağlayan maddelerle (katalizör) kaplı katalitik dönüştürücünün içinden
geçen egzoz gazları reaksiyona girerek zararsız maddelere dönüşür.
Dönüştürücüye NOx (Azot Oksit), CO (Karbon monoksit) ve HC
(Hidrokarbonlar) olarak giren maddeler reaksiyon sonucunda canlılara
zararsız N2
(Azot), CO2
(Karbon dioksit) ve H2O
(su) olarak egzozdan dışarı verilir. Dizellerde ayrıca is
parçacıklarını yakalamak için ek bir sistem ve EGR denilen (Exhaust
Gas Recirculation) egzoz gazı devir daimi sistemi bulunur. Bazen
performans arttırmak için katalitik dönüştürücünün iptali gündeme
gelmektedir. Bu işlem araca ek güç sağlasa da çevreyi kirletmesine
neden olduğu için kaçınılması gereken bir durumdur. Aracın egzozundan
zararlı gazlar çıktığında bundan yine en çok kendimiz ve yakınlarımız
zarar görür. Son olarak, katalizör ile katalizatör arasındaki dikkat
edilmesi gereken farklılık: katalizör, katalitik etki sağlayan madde
demektir, katalizatör ise katalitik etki sağlayan cihaz. Katalitik
konvertör yerine katalitik dönüştürücü de denilebilir. Böylece herkes
anlayabilir
Lastik:
Layner:
Lamine
ön cam:
içinde plastik özlü lamine tabaka bulunan ve kırılma anında
parçalarının dağılarak yolcu bölümüne geçmesini önleyen cam türüdür.
Bu tip camlar, ayni zamanda aracın iç kısmini sıcaktan, sürücünün
gözlerini ise günesin kuvvetli ısınlarından karamak amacıyla renkli
bir tabakaya da sahiptirler.
Lepleme:
Lokma
anahtar:
LPG:
Likit, sıvılaştırılmış petrol gazının kısaltmasıdır.
Malafa:
Mantar
tipi supab:
Marş
motoru:
Matkap:
Manuel Şanzuman:
Vites değiştirme işlemlerinin tamamen
sürücünün kontrolü altında olduğu şanzuman sistemidir. Tekerleklere
iletilecek motor gücünün miktarlarını daha iyi ayarlamak, yakıt
tasarrufu sağlamak, aracin performansını daha iyi kontrol etmek
açısından avantajlı olduğu yönleri bulunur. Son zamanlarda üretilen
otomatik şanzımanlara, tıpkı manuel şanzıman gibi sürücünün kontrol
edebildiği, ancak debriyajın kullanılmadığı seçenekler de
eklenmektedir.
Mekanik verim:
Mekanizma düzen:
Mengene:
Merkez
pompası:
Metal
kaplama:
Metalin yorulması:
Mikrometre:
Motor:
Motor
ayarı:
O
Oktan:
Otto çevrimi:
Oval taşlanmış:
Oval taşlanmış piston:
P
Pafta:
Piston eteği:
Piston mengenesi:
Piston pimi:
Piston pimi burcu:
Piston vuruntusu:
Pitman kolu:
Port:
Presleme geçme:
Proni freni:
Propan:
PSİ:
R
Rölanti devresi:
Rölanti devri:
Radyatör:
Rayba:
Regülatör:
Rotlar:
S
Silindir
Motorlarda gücü sağlayan hareketli parçalar olan pistonların yukarı
aşağı (boxer motorlarda yatay yani sağa-sola) hareket ettiği silindir
şeklindeki yuvalar. Motora güç sağlayan işlem olan ateşleme için hava
ve yakıt karışımı silindire verilir, burada buji tarafından ateşlenir
ve oluşan patlamanın gücüyle silindirin içindeki hareketi ileten parça
olan piston aşağıya itilir. Aşağıya itilen piston da krank mili
denilen ve diğer silindirlerdeki pistonların da bağlı olduğu bir mili
döndürür. Bu mil, vites kutusu (şanzıman) yoluyla gücü tekerleklere
aktarır.
Silindir Hacmi
Silindirin hacmi cc yani, santilitre (ayrıca santimetreküp -cm3-
de denir) olarak belirtilir. Bir motorun silindir hacmi 1.6 litre
denildiğinde aslında bu yuvarlak bir rakamdır. Gerçek rakam 1598 cc ya
da 1580 cc gibi bir rakamdır. Örneğin 4 silindirli bir motorda dört
silindirin hacimleri toplamını gösterir. Silindirin taban alanı ile
strokunun, yani, geometrik olarak düşündüğümüzde bir silindirin taban
alanı ile yüksekliğinin çarpılmasıyla bulunur. Daha fazla tork elde
etmek ya da daha yüksek devirli yapmak gibi amaçlarla motordaki
silindirin çapı ve stroku daha büyük ya da daha küçük yapılmaktadır
(hacim aynı kalarak).
Supap(Valf) Otomobil terimlerinin çoğu gibi Fransızca'dan Türkçe'ye geçmiş bir kelimedir, daha çok supap olarak kullanılmaktadır. İngilizce'den yapılan çeviriler nedeniyle bazıları tarafından aynı şeye valf de denmektedir. Supap, silindirin üstünde yer alır ve açılıp kapanarak yakıt/hava karışımının silindire emilmesine ya da egzoz gazlarının silindirden atılmasına olanak tanır. Bu nedenle emme supabı ve egzoz supabı olarak ikiye ayrılır. 8V ve 16V gibi işaretler otomobilin kaç supaplı olduğunu gösterir. Motorlar çoğunlukla dört silindirli olduğu için bu iki ifadeyi en sık görürüz. 8V dört silindirli bir motorda 8 supap bulunduğunu yani her silindire iki supap düştüğünü (1 emme, 1 egzoz supabı) gösterir. Dört silindirli motor için kullanılan 16V (ya da 16 supap) ifadesi ise o motorda silindir başına 4 supap (2 emme, 2 egzoz) bulunduğunu gösterir. 24V ise altı silindirli bir motorda silindir başına 4 supap bulunduğunu gösteriyor. Ayrıca, örneğin Citroen'in 4 silindirli 12 supaplı (silindir başına 3 supap, 2 emme, 1 egzoz) turbodizel motoru, son zamanlarda Volkswagen'de gördüğümüz 5 silindirli 20 supaplı motor (silindir başına dört supap) ve Ferrari'nin kullandığı silindir başına 5 supaplı motor (3 emme, 2 egzoz) gibi örnekler de vardır.
Saplama:
Segman ağız aralığı:
Segman yuvası:
Segmanlar:
Sentil çakısı:
Serbest pistonlu motor:
Şamandıra kabı:
Şasi çevresi:
Şasi:
Taşlama taşı:
Taşlayıcı:
Tekerlek silindiri:
Tekleme:
Tel:
Termik verim:
Termostat:
Testere:
Titreşim damperi:
Tork anahtarı:
Tork:
Torna:
Transistör:
Türbulans:
U
Uçuculuk yeteneği:
Ü
Üniversal mafsal:
Üst ölü nokta (ÜÖN):
Üstten kam mili:
Üstten supablı:
V
V tipi motor:
V-8 motoru:
Vakum ölçme aleti:
Vakum:
Venturi:
Verim:
Viskozite:
Volan:
Vuruntu:
Vuruntuyu önleyici:
Yağ keçesi:
Yağ pompası:
Yağ segmanı:
Yağın incelenmesi:
Yağlama sistemi:
Yakıt deposu:
Yakıt fiskiyesi:
Yakıt ölçme çubuğu:
Yakıt pompası:
Yakıt püskürtme sistemi:
Yakıt sistemi:
Otomobilde motorun silindirlerine yanabilecek şekilde buharlaşmış
yakıtla, hava karışımı gönderen sistemdir. Yakıt sisteminde yakıt
deposu,yakıt boruları,yakıt göstergesi, karbüratör,yakıt pompası ve
emme manifoldu vardır.
Yanma odası:
Yanma:
Yaprak yay:
Yaş sürtünme:
Yatak kepleri:
Yatak:
Yay:
Yaylı emiş supabı:
Z
Zaman ayarı:
Zımpara macunu:
Zorlama:
|